Karabük Haberleri

reklam

MUSTAFA ÇELENLİ YAZDI “ HAFIZASI SİLİNEN MİLLETLER TARİH ŞUURUNU KAYBEDERLER”

MUSTAFA ÇELENLİ YAZDI “ HAFIZASI SİLİNEN MİLLETLER TARİH ŞUURUNU KAYBEDERLER”
reklam
19 Eylül 2025 - 5:59

Tarih, insanlığın ve milletlerin hafızasıdır. Bu sebeple¸ bilhassa milletlerin hayatında tarih bilgisi ve tarih şuuru önemli bir yer tutar. Tarih şuuru, tarihimizin en doğru şekilde bilinmesini, yaşananlardan ders alınmasını gerektirir. Hafızası silinen, tarih şuurundan mahrum kalan milletler kendileri olma özelliklerini kaybeder ve yok olmaya mahkum olurlar.
Tarih bir hafızadır. Kelimenin etimolojisinden anlaşılacağı üzere hafıza insan zihnindeki depolama, saklama ve gerektiğinde bu depolananları işler hale getirme sistemidir. Hafızanın geçmişteki tanıklıklarını günümüze taşıması, geçmişin verilerini bize sunması tarihsel hafıza sayesinde olur. Geçmişin izleri, geleceğin rehberidir. Dün, bugünün öğretmenidir. Geçmişi anmak, geleceği anlamaktır.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Sıçrayıp ufuk değiştirmek bile ancak bir zemine basarak mümkündür. Bu zemin geçmişimizdir; onunla kuracağımız sağlıklı ilişki geleceğimizi belirleyecektir.” Yani geçmişimizi çok iyi anlamak¸ yorumlamak, şuur ve bilincine sahip olmak, gelecekteki tekamülümüzün yönünü ve seviyesini belirler anlamındaki ifadeleri meramımızın özeti gibidir.
Tarih, geçmişte yaşanmış, bugünü ve geleceği gösteren bir dürbündür. Milletlerin hayatında yaşanan tarih ile yeni nesillere öğretilen tarih çoğu zaman maalesef farklılıklar arz ediyor. Öğretilen tarihin en büyük sıkıntısı yenilenlerin tarihini yenenlerin yazmış olmasıdır.Tarih bize göstermiştir ki; tüm otoriter, despotik sistemler, tahakküm ettikleri toplumların geçmiş hafızalarını yok edip, onları hafızasızlaştırıp güdülür hale getirme ilkesinden hareket etmişlerdir. Kurmak istedikleri düzenleri açısından; bilmeyen, soru sormayan, sorgulamayan, muhalefet ve mukavemet edebilme kabiliyeti olmayan uysal ve uyuşmuş beyinler, uyutulmuş nesiller yetiştirmeye ihtiyaçları olmuştur.
Son zamana kadar okullarımızda ders kitabı olarak okutulan tarih kitaplarının yazarı Emin Oktaytarihçi değil bir inşaat mühendisidir. Kendisine; “Sen tarihçi değilsin, neden ve nasıl tarih kitabı yazıyorsun? diye soranlara; “Ne yapayım bana şunları şöyle yaz diyorlar ben de yazıyorum” diye verdiği cevap bu anlamda çok düşündürücüdür. Hafıza silme gayretleri ülkemizde de bu ve benzeri stratejilerle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
Mazlum ümmetin maruz kaldığı en hazin akıbet de tarihsel hafızasını kaybetmesi ile başlamıştır. Jakoben yöntemlerle düzene uygun kafalar yetiştirmek için egemenlerin arzuları istikametinde toplum mühendisleri gece gündüz çalışmış, onlar tarafından yönlendirilen milletlerde geçmişini okuyamayan, bilmeyen, hatta kendi tarihine düşman, ülkesini işgale gelip anasının karnındaki bebeğini süngüleyen düşmana hayran nesiller yetişmiştir. Tüm sorular ve cevaplar sistemin tekeline verilerek iğdiş edilen hafıza, işgal edilen zihin ve bilinç nesilleri geçmişinden koparmıştır.
Hafızasız bir toplumun medeniyet diye bir iddiası olamaz. Hafızasızlaştırma operasyonuna maruz kalan kitlelerde irade, iddia, ideal gücü olmaz. Hafızasını yitirmiş, geçmişine çizgi çekmiş bir toplum köksüz, yüzeysel ve yapay bir kimliğe, uzaktan oynatılan kuklaya dönüşür. Kendisinin gündemi, fikri, eylemi olmayan, başkalarının gündeminde oyalanan oyuncak haline gelir.
Emperyalistler, zalimler, diktatörler hafızasız toplumu sever ve isterler. Zira hafıza bizi biz yapan, bir milleti kendisi yapan en belirgin etmendir. Meydan okumak için, Muhakeme yapabilmek için, Muhalefet ve mukavemet için köklü ve güçlü bir tarihsel hafıza toplumlar için zarurettir.
Bugün yeni Türkiye’nin, Türkiye yüzyılının öncelikli ihtiyacı özellikle silinen, kaybedilen hafızayı yeniden inşa etmektir.Geçmişten ibret ve ilham alarak geleceğe güvenle bakmak ve yön verebilmek için geçmişi doğru anlamak gerekir. Tarihsiz bir toplum hafızasız ve talihsiz bir toplumdur. Magazin kültürü ile ütülenmiş kafalar toplumu geleceğe taşıyamaz. Güçlü, köklü ve nitelikli bir zihinsel donanıma, berrak bir anlayışa, derin bir hafızaya sahip olmak günümüzün en temel ihtiyacıdır.
Tevhid ve takva bilinci ile hafızayı güçlendirmek ve bozulan ayarları tamir etmek zorundayız. Bugün karşı karşıya olduğumuz sosyal medya, tv programları, kültür, müzik, edebiyat, sinema, tiyatro harama ayarlı, hevaya odaklı, hafızaları tahrip etmeye programlı, yani insanoğlunun kendi hüsranının davetçisi durumundadır. Bunlara engel olunmaması, karşı olması gerekenlerin bile tahribatın etkisi altında olması havanda su dövüyor olduğumuzun acı tablosudur.
Artık hafızalarda müsbet iz bırakmanın zamanı geldi ve geçiyor. Söylem, eylem, yöntem ve kurumlarımızı buna göre yeniden güncellememiz gerekiyor. Hafızamızı kurtarmadan, silinenlerimizi geri getirmeden kendimize gelemeyeceğimizin, kendimiz olamayacağımızın bilincinde olmamız lazım. Tarihini, inancını, değerlerini bilen, ondan istikamet alan, tarihsel hafızası ve donanımı yüksek, günün teknolojisine vakıf erdemli nesillere ihtiyacımız var.
Unutmayalım Kudüs bu ümmetin ortak hafızasıdır. Ayasofya, Srebrenitsa, Felluce, Keşmir, Arakan, diğer mazlum coğrafyalar ve tüm sıcaklığı ile Gazze hafızamızın köşe taşlarıdır. Çanakkale ruhu ve Çanakkale’de sırt sırta yatan Müslüman kardeşliğini kimsenin hafızalarımızdan silmesine müsaade edilemez. Millete kurulan 27 Mayıs… 12 Eylül… 28 Şubat… 15 Temmuz… ihanet tezgahlarını yeni kuşaklar çok iyi kavramalıdır. Milletimizin hafızasında bu tarihlerin ne anlama geldiğinin, perde arkalarının neler olduğunun tarihsel şuurunun nesillerimize kazandırılması devlet ve millet olarak tarihsel sorumluluğumuzdur.
Maalesef ayağımıza basılmadıkça bağırmıyor, çıkarımıza dokunulmadıkça tepki vermiyoruz. Geçmişi, geçmişte yaşananları bilmez ve doğru tahlil etmez isek, ısmarlama tarihten aldığımız bilgilerle yetinir, gerçekleri öğrenme gayretinde olmaz, bin yıllık birikimi, koskoca ve şanlı bir tarihin oluşturduğu hafızayı kenara koyarsak; Emperyalistler ve Siyonistler bizimle şimdi de yapay zekâ ile oynanan oyunlar kategorisinde oynarlar, ruhumuz duymadan ve hiç hissettirmeden bizi yeniden narkozlarlar.

reklam
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Copyright © 2023. Karabük Haberleri Her hakkı saklıdır.