Karabük Haberleri

MUSTAFA ÇELENLİ YAZDI “ÇIKAR KONUŞUNCA VİCDAN SUSARMIŞ!”

MUSTAFA ÇELENLİ YAZDI “ÇIKAR KONUŞUNCA VİCDAN SUSARMIŞ!”
12 Nisan 2025 - 10:33

Bir toplumun huzur bulmasının yolu insanların çirkin işlerindeki hatalarını kabullenip, günahlarından dolayı vicdan azabı çekerek iyi ve temiz yaşamayı tercih etmelerinden geçer. Ne zamanki hırsızlık, yolsuzluk, sahtekarlık, rüşvet gibi günahlar normalleşirse o zaman o toplumun akıbetinden korkulur. Zira bu durum toplumun çöküş belirtisidir. Toplum istediği kadar güçlü olsun bu kural değişmez.

İffetsizliğin normalleşmesi toplumların felaketini getirir. Peygamber kıssalarındaki kavimlerin helak sebeplerine baktığımızda, onların işledikleri günahlar yüzünden değil, günahların normalleşmesi ve temiz kalmanın toplumun dışında kalmaya vesile olması nedeniyle gerçekleştiği anlaşılır.

Yolsuzluk toplumsal yozlaşmanın diğer adıdır. Bu öyle bir virüstür ki bulaştığı bünyeyi hızla bitiriverir. Yolsuzluk bireysel hırsızlıktan daha yaygın ve daha organize, hatta daha ağır bir cürümdür. Âdî hırsızlığın etki alanı ve zararı lokal iken nitelikli hırsızlığın oluşturduğu tahribat ve verdiği zayiat çok daha büyüktür. İbni Haldun, yerinde bir tespitle toplumların çöküş ve tükenişini yöneticilerin lükse, gösterişe ve yolsuzluğa yönelişinden kaynaklandığını söylemektedir. Nebevi uyarı da bu yöndedir. Peygamberimiz (s.a.v.): “Ümmetimden iki sınıf insan düzelirse bütün insanlar düzelir. İki sınıf insan bozulursa bütün insanlar bozulur. Onlar âmirler ve âlimlerdir.” Buyurur. (Kenzu’l-ummal, 6/30).

Kokuşmayı tuzla önleyebilirsiniz. Peki tuz kokuşursa ne yapabilir siniz? İşin en kaygı verici yanı, bu kokuşmanın kanıksanıyor, normal algılanıyor olmasıdır. O zaman yolsuzluklara bir şekilde yol bulunması, yapılan yanlışların normal karşılanması, işin kitabına uydurulması normal hale gelir. Yolsuzluk barometresine baktığımızda ümmetin başına gelen belaların nedenini bulmakta da zorlanmayız. Yönetsel yolsuzluklar, politik ve ekonomik rant hesapları, adamını kollamalar, zimmetine akar ve yarar aktarmalar, usulüne uygun haraç kesmeler, rüşvet ve yolsuzluk bir toplumun geleceğini karartan en büyük felaketlerdir. İrtikap, hak ihlali, kendine yontma, kısa yoldan köşe dönme, tarafgirlik, torpil, talan toplumu temelden sarsan dinamitlerdir.

Bu durumda hortumcu, soyguncu ve vurguncu taifenin rozetine, etiketine, amblemine, aşiretine, cinsiyetine, mensubiyetine bakmadan adil ve ahlaki bir duruşla, adalet ve hakkaniyet ölçüsünde bu duruma müdahale edilmesi, asla müsamaha gösterilmemesi elzemdir. Kötülüğe, kirliliğe lakayt kalmanın vebalini hiçbir Müslüman taşımamalıdır. Bu konuda bilmeyenin konuşması kadar bilenin susması da çirkindir. Yolsuzlukları bilip de göz yumanlar, harekete geçmeyen ya da geçilmesini sağlamayanlar vebal açısından onları yapanlardan farklı değildir. Sahtekarlığı, hilekarlığı, riyakarlığı sektörleştirenlere mutlaka karşı durulmalı, örgütlü suiistimalleri, organize istismarları sonlandırmak için gereken yapılmalıdır. Yoksa piyasa profesyonel hırsızlara, kıravatlı çakallara, donanımlı tilkilere kalır. Çaktırmadan çalıp çırpan iş bitirici bitirimler sonunda biz farkında olmadan değerlerimizi de bitirirler.

Bilelim ki, iktidar hiç kimse için bir imtiyaz, intikam, ihtiras, istismar alanı değildir. “Bal tutan parmağını yalar” yollu yorumlarla yolsuzluklara pirim veremeyiz. Ya da ‘bu çark böyle dönüyor’ teranesi ile kirli bir çarkın dişlisi olamayız. “Kol kırılır yen içinde” ön kabulü ile içimizdeki kirli elleri kollarsak aynı vebali biz de yüklenmiş oluruz. Kirlilik kirliliktir. Kötülük kötülüktür. Yapanın kim olduğuna bakılmaz ve asla adaletten sapılmaz. Kim olursa olsun, yanlışa, şerre, şirrete bulaşmışsa, hatta şaibe altında bile olsa, şikesinden bile bahsediliyorsa, artık bunun dokunulmazlığından bahsedilemez. İstikrar adına istismara sükût etmek maslahat sanılmamalıdır. Bu anlayış bir itikadi savrulmadır. Ne sebeple olursa olsun seyirci kalınırsa yozlaşmanın ve bozulmanın önü alınamaz.

Biz eğrildiğimizde bizi doğrultacak içimizden kılıçlar olduğu için Rabbine hamd eden Hz. Ömer’in yolundan gittiğimiz iddiası ile iftihar ediyoruz. İyiliği emretmeyi, kötülüğü engellemeyi mutlaka başarmak zorundayız. “Vallahi Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapmış olsaydı onun da elini keserdim” diyen bir Peygamberin yolundayız. Bugün ve her zaman bizler “el-Emin” (güvenilir insan)’in ümmeti olma sorumluluğunun neresinde olduğumuzu sorgulamalıyız. Zira Müslümanın en büyük sermayesi eminliğidir. Onun aşınması hem bize büyük bir kayıp getirir, hem de Müslüman kimliğimizin örnekliği açısından büyük bir vebalin altında kalmamıza vesile olur.

Bilelim ki, şayet Yusuf gibi gömleğimiz arkadan yırtıksa bir gün Allah Mısır’ın iktidarını bizim temiz ellerimize teslim eder. Tercihlerimiz ahiret öncelikli, hassasiyetlerimiz Allah’a verilecek hesap merkezli olursa önümüz hep açılır. Hiçbir Müslüman harama, hakkı olmayan devlet ve millet malına asla el uzatamaz. Tüyü bitmemiş yetimin, daha doğmamış bebenin hakkı olan devletin delikli kuruşuna, mahşerde kiminle hesaplaşılacağı bile hesap edilemeyen milletin malına elini uzatmak elini bile bile cehennem ateşine sokmak anlamına gelir.

Sorumluluk bilinci kaybolmamış hiç kimse yarınlardaki kendi felaketini bugün kendi eliyle hazırlama gafletini göstermemelidir. Zira Yarın biz susacağız, uzuvlarımız konuşacak. O gün her şeyin kayıt altında olduğuna tanıklık edeceğiz. Hiçbir dosyanın sümen altı edilmediğini, zaman aşımına uğramadığını, evrakta sahteciliğin olmadığını göreceğiz. Belki de o günün dehşetinden gözlerimiz yerinden fırlayacak. İşte o gün gelmeden yanlışları görelim, gösterelim ve giderelim. Zira O’ndan geldik, O’na gidiyoruz. Dünyaya imtihan için geldik, ahirete hesap için döneceğiz.

Orada tersimiz dönmeden burada yanlışlarımızdan dönelim. Rabbim bizlere hesap günü hesabını veremeyeceğimiz amellerden burada uzaklaşma ferasetini versin ve yardımcımız olsun…

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Copyright © 2023. Karabük Haberleri Her hakkı saklıdır.