Emevî Halifelerinden Ömer bin Abdülaziz tarihin adını altın harflerle kaydettiği ender insanlardandır. Babası Mısır Valisi Abdülazîz b. Mervân, annesi Hz. Ömer’in torunu Ümmü Âsım’dır. İlmi, adaleti ve fâzıl (faziletli) kişiliği ile temayüz etmiş (öne çıkmış) bir İslam Halifesidir. Hicaz valiliği ve Hac Emirliği yaptığı sırada Medine’de ilk icraatı, şehrin on meşhur fakih (Fıkıh Bilgini)i ile görüşüp meseleleri kendileriyle istişare ettikten sonra karara bağlayacağını bildirmek olmuştur. Irak Valisi Haccac’ın zalimce uygulamalarına gösterdiği sert eleştirisi nedeniyle görevinden azledilmiştir.
Emevi Halifesi Velid tarafından kendisine veliaht tayin edilen Ömer b. Abdülazîz Hicri 99 (717) yılında Emevi Halifesi ilân edilir. Bu önemli görevin kendisine bilgisi dışında verildiğini söyleyerek affını istediyse de biat merasimine katılanların ısrarları üzerine görevi kabul eder. Halifeliği İslâmî kurallar çerçevesinde yürütmeye çalışan Ömer b. Abdülaziz, işe; uygulamalarında esas almak için Hz. Peygamber’in ve anne tarafından dedesi olan Hz. Ömer’in yönetimle ilgili karar ve icraatları hakkındaki belgeleri toplayarak başlar. Meşhur âlimleri kendisine danışman seçer. Ayrıca çeşitli vilâyetlerdeki âlimlere mektuplar yazarak onların tavsiyelerini talep eder.
Saraydaki lüks eşyaları beytülmale koydurması, köle ve cariyeleri azat etmesi, halktan biri gibi yaşaması ve hutbelerde sadece halifeler için yapılan duayı halk için okunan umumi duaya çevirmesi gibi uygulamalarıyla Emevîler’in geleneksel saltanat görüntülerine son vermiştir. İlk dört halifeyi örnek alan bu davranışları sebebiyle Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi sayılan Ömer bin Abdülaziz idarî, iktisadî ve içtimaî sahalardaki icraatlarıyla da aynı çizgiyi devam ettirdi. İdarî alandaki icraatlarına halka zulmeden ve yolsuzluklara adı karışan valileri ve diğer memurları görevlerinden almakla başladı.Onların yerine hangi kabileden olduklarına bakmaksızın dindar ve dürüst yeni memurlar tayin etti.
Valilik, kadılık, vergi memurluğugörevlerini halifelikle birlikte dört temel esas kabul ederek özellikle kadılık görevine hukuk bilgisi yanında takvasıyla temayüz etmiş âlimleri getirdi. Kötülüklerinden emin olunamayacağı gerekçesiyle çeşitli devlet dairelerinde idari görevlerde bulunan Gayri Müslimleri görevlerinden uzaklaştırdı.
Valilerin ticaretle uğraşmasını ve hediye almasını yasakladı. Halka mazlumun yanında olduğunu, memurlardan şikâyetçi olanların doğrudan kendisine başvurabileceğini bildirdi. Cuma gününü mezâlim mahkemesi duruşmalarına ayırdı. İdam ve el kesme cezalarının kendisinden izin alınmadan uygulanmasını, suçlulara dayak atılmasını yasakladı. Hapishaneleri ıslah ederek suçluları işledikleri suçlara göre ayrı koğuşlara yerleştirdi.
Önceki halifeler tarafından halifeye tahsis edilmiş gayri menkulleri ve kıymetli eşyayı beytülmale devretti. Hanımının mücevherlerini ve evindeki fazla eşyayı da beytülmale koydurdu. Halifelik görevi karşılığında maaş almayı reddetti. Emevî hanedanı mensupları ve diğer devlet adamlarının haksız kazançlarının tespiti için geniş kapsamlı bir çalışma başlatması, ellerindeki malların alınmasına tahammül edemeyen yakınları tarafından tepkiyle karşılandı ve ölümle tehdit edildi. Ancak o tehditlere aldırmadan bu uygulamayı ısrarla sürdürdü.
İç barışa büyük önem veren Ömer b. Abdülaziz idareye muhalif gruplara karşı âdil bir yönetim uyguladı. Hulefâ-yi Râşidîn’in anlayışını ihya ederek din âlimlerinin ve halkın sevgi ve desteğini kazandı. Hz. Ali evlâdı ve Hâricîler’in de yönetimle barış içinde yaşamasını sağladı. Muaviye devrinden beri devam eden, hutbelerde Hz. Ali’nin lânetlenmesi âdetini kaldırdı, onun evlâdına ve taraftarlarına karşı çok iyi davrandı, ellerinden alınan emlâki geri verdi.
Ömer b. Abdülaziz, Emevîler’in ilk dönemlerinden itibaren ikinci sınıf Müslüman muamelesi gören köleleri Arap asıllı Müslümanlarla eşit kabul etti.Gayri Müslimlerin idare ve Müslümanlar aleyhindeki şikayetlerine kulak vererek haksız yere ellerinden alınan kiliselerini, evlerini ve diğer mallarını iade etti ve mağduriyetlerini giderdi. Yaşlı ve muhtaçlara hazineden tahsisat ayırdı.
Ülkesindeki gayri Müslimlerin ihtidası için büyük gayret sarfetti, davet mektupları ve tebliğ heyetleri göndererek onları İslâm’a çağırdı. Berberî kabilelerinin tamamı onun gayretleriyle Müslüman oldu. Horasan ve Mısır halkı kitleler halinde İslâm’a girdi.Mâverâünnehir’de bazı mahallî hükümdarlar halklarıyla birlikte İslâmiyet’i kabul ettiler. Hindistan hükümdarlarından birkaçı onun davetine uyup ahalisi ile birlikte Müslüman oldular.
İlk İslâm tarihçileri ve bazı şarkiyatçılar, sadece iki buçuk yıl sürmesine rağmen onun döneminde büyük bir maddî kalkınma olduğu konusunda birleşirler. Kendisine karşı sevgi ve güven duyan mükellefler zekâtlarını ve vergilerini ödemede duyarlı davrandıkları için halkın refah seviyesi yükseldi. Ticaretle uğraşanlar dışında herkese yeterli miktarda maaş bağlandı ve böylece ülkede muhtaç kimse kalmadı. Zekâta muhtaç Müslümanların sayısının azalması sebebiyle artan zekât ve vergi gelirlerinin bir kısmı esirleri kurtarmak, borçlulara yardım etmek, fakir bekârları evlendirmek için kurulan yardım fonlarına aktarıldı. Fakirler ve yolcular için aşevleri, işlek yollar üzerinde yolcuların bir gün ücretsiz olarak kalabilecekleri konaklar inşa edildi.
Halife Ömer bin Abdülaziz’e soruyorlar:
— Bu kadar kısa zamanda haksızlıkları nasıl giderdin?
— Adaleti nasıl gerçekleştirdin?
— Ümmetin ve devletin işlerini nasıl düzene koyabildin?
Halifenin verdiği cevap tüm yönetici ve yönetilenlerin hayatına manşet etmesi gereken bir cümle:
Önce Allah c.c. ile aramı düzelttim sonra hem halkın hem devletin tüm işleri düzene girdi


İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı, Vali Mustafa Yavuz’un Başkanlığında Yapıldı
İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı, Vali Mustafa Yavuz’un Başkanlığında Yapıldı
KBÜFEST 2025 Unutulmaz Anlara Sahne Oldu
Safranbolu’da Zabıta Ekiplerinden Kapsamlı Denetim
PTT TEŞKİLATI 185 YAŞINDA
Karabük Jandarma Ekipleri Uyuşturucuya Geçit Vermiyor
Karabük’lü Genç Tır’cı Kazada Hayatını Kaybetti
MOTOR KAZASI GENCECİK BİR HAYATINI KAYBETTİ
